10 Şubat 2013 Pazar
BRÜKSEL NOTLARI
Geldik gezimizin son durağına
Her ne kadar Brüksel için turistik bir şehir demesek de şehirde gezebileceğiniz bir çok güzel yer var. İlk olarak şehrin en canlı ve önemli noktası olan Grand Place Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri. Sahip olduğu farklı yapısı ve üzerindeki çok güzel binalar ile meydan Brüksel gezisi boyunca en önemli gezi noktası olma özelliğinde. Meydana yürüme mesafesinde ise Belçika’nın en önemli simgelerinden olan İşeyen Çocuk Heykeli (Menneken Pis) bulunuyor.
Grand Place’da karşınıza çıkan bir diğer heykel ise Belediye Binasının hemen yan tarafında ayakucunda bir köpekle uyuyan prinç kadın heykeli. Bu heykelin eline dokunan herkes yeniden Brüksel’e gelmeyi garantiliyormuş.
Belediye Binası ile ilgili bir de efsane var ki, söylenceye göre binayı bitirdiğinde bir tarafının diğer tarafına göre daha dar olduğunu farkeden mimar kendini en tepesinden atıp intihar etmiş. Gerçekten de binayı ortadan ikiye ayıran kulenin sağ tarafı ile sol tarafı aynı uzunlukta değil. Ancak bunun nedeni nedir, gerçekten mimar hatası mıdır, adamcağız hakikaten de kederine dayanamayıp intihar etmiş midir bunlar meçhul
Atomium, Brüksel’in bir diğer önemli gezilecek noktası. Burası tıpkı Eyfel Kulesi gibi fuar için yapılıp daha sonra kaldırılmayan yapılardan. 1958 yılında Expo58 fuarı için yapılan Ataomium fuar sonrasında kaldırılmamış. 102 metre yüksekliğindeki Atomium Brüksel’in en önemli turistik noktalarından.
Brüksel’de özellikle yayaların yoğun olduğu Rue Neuve gibi canlı sokak ve caddelerde yürümek bir zevkti çünkü adım başı karşılaştığınız wafflecılardan yayılan vanilya ve çikolata kokusu baş döndürücüydü.Birde Poul'ün frambuazlı macoranları vardıki şiir gibi desem yeridir.
250′den çok bira çeşidiyle Brüksel Avrupa’nın gerçek bira cennetiymiş. Bira söylediğiniz pub ve bistrolarda genelde şarabın yanına yakıştırılan bir de peynir tabağı söylemek yakışır diye not almıştım lakin şanssızlığımız cumartesi akşamı olması ve heryerin tıklım tıklım olması nedeniyle oturacak bir yer bulamamış olmamızdan ötürü tek bir bardak bira içemeden bu şehirden ayrılmış olduk.Ne yazıkki Belediye Binasındaki kadın heykelin eline de dokunamadığımız için birdaha gelme işide yalan oldu ama hadi neyse...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Siz ne kadar güzel anlatmışsınız ama ben hiç sevmemiştim Brüksel'i. Çok kötü kokuyordu bir kere...
Yorum Gönder