19 Mayıs Peşembeye gelir ise cuma da tatile dahil edilir yollara düşülür.Plan program günler öncesinden hazırlanır gezilecek, görülecek, yenilecek, içilecek ve kalınacak yerler bir bir not defterine yazılır.Valizler ve yolluklarda hazırsa tutmayın gayri bizi.
İpek kızın okuma bayramının ertesi sabahı saat 08.00 itibariyle tekerleğimiz döndü.İstikamet Malkara Keşan üzeri Gelibolu.400 yıllık tarihi olan Gelibolu Mevlevihanesini gezmekle programımıza başlayacaktık.Lakin kapısından dönmek zorunda kaldık çünkü kapalıydı.Yetkililerin kulaklarını bir hayli çınlatarak Çanakkale Şehitliklerine doğru yola koyulduk.Bigalı köyünden başlayarak tüm şehitliği dolaşıp Eceabattan Çanakkale merkeze ulaştık.
Çanakkale de Çimenlik Kalesi,Nusret mayın gemisi, saat kulesini gördükten sonra Aynalı Çarşıya girdik.Yurdum satıcıları Çin mallarının tüm çeşitlerini buraya da getirmeyi başarmış.Şehrin dokusuna uygun hediyelik bir şeyler alayım derseniz çarşının çıkış kapısının yüz metre ilerisinde bulunan dükkandan orjinal el işi olan çömleklerden alabilirsiniz.
Akşam yemeği için notlarımda sahideki Yalova Restaurantta ızgarada defne yapraklı akya balığı yenilecek dedyisem de bu balığın mevsimi olmadığı için vede tutum ve davranışlardan pekde hoşlanmadığımız için bir kapıdan girip diğerinden çıktık.Onu yesek bunumu yesek derken meydanda mis gibi kokan balık ekmek yerken bulduk kendimizi.Kızlarda tercihini kumpirden yana kullanınca açlık sorunumuz çözülmüş oldu.
Kapısında asılı renk renk sarkaçlarla ilgimi çeken küçük ve sevimli kafede birer kahvemizide içerek günü noktaladık.Karnımız tok sırtımız pek konaklayacağımız mekana gittik.Yatağa uzanan direk uykuya daldı.
Sabah kahvaltının ardından yolumuzun üzerinde olan Troya yı gezdik.Ardından Ezine Ayvacık üzeri Küçükkuyuya inerken 1 km içeride olan Yeşilyurt Köyüne vardık.İda dağlarına yaslanmış yeşillikler içindeki eski bir Rum köyü olan bu şirin masal diyarına hayran olduk.Eski evlerden bir kısmı butik otel olarak hizmet veriyor ama oda sayıları sınırlı olduğundan dolayı aylar öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor.Nitekim ben çok uğraşmama rağmen yer bulamadım.
Keyifle her bir köşesini dolaştıktan sonra köy meydanındaki bakkalın tavsiyesi ile "Nurşen Ablanın Yeri" inde patlıcanlı gözleme ve ayranımızı içtik.Küçük temiz ve sevimli bir aile işletmesi fiyatlarıda uygun.
Bir gece kalamadık diye hayıflanarak köyden ayrıldık.
Bir sonraki durağımız Zeus Altarı ve Adatepe Köyü bu köyde aynen Yeşilyurt Köyü gibi eski bir Rum köyüymüş.Taş evleri dar sokakları her bir kapıyı penceryi resimleyerek dolaştık.Ardından Tahtakuşlar Köyünde bulunan müzeyi,Ozan Ali Ekber ÇİÇEK'in kabrinide zyaret ettikten sonra günü sonlandırıp Altınolukdaki konaklama yerimize ulaştık.
Sabah kahvaltıyı yine Yeşilyurt Köyünde yapıp Assos'a doğru yola koyulduk.Behramkaleyi gezip antik limana inerek çok defa başkalarının anlatımlarında duyduğumuz yerleri kendi gözlerimizle görmenin mutluluğuyla dönüş yoluna geçtik.
İki günlük dolu dolu gezimizle bedenimizi ruhumuzu tazeledik.Anlaşılacağı üzere biz yine para yerine bir dolu anı biriktirdik...