18 Haziran 2009 Perşembe

EĞİL DALGA BÜKÜL DENİZ



çoook yorulduk ama çok.Ama en çok da sevgili eşim.İki yıldır izin yapmadan çalışıyor.Kısmetse bu hafta sonu izne ayrılıyoruz.Bu sene annem ve babamıda alıp Antalya'da tatil yapacaktık.Ama dedem hastalanınca iptal etmek zorunda kaldık.Karı koca her zaman için aklımızda bir b planı vardır.Bu seferki b planımız Altınoluk.Çok sevdiğim halamın orda bir yazlığı var.Sürekli davet edip duruyordu hal böyle olunca bizde davete icabet edelim dedik. Uzun bir yolculuk olacak ama keyifli olacağını düşünüyorum.Benim kabilenin kızları yani halalarım ve onların aile efradı mevzu bahis olunca boll muhabbet yeme içme gülme konuşma az buçuk dedikodu ne ararsan bulursun.İpekli Antalya konusunda ısrarlı, ama üçe karşı bir olunca çoğunluğun isteği olur demokrasi böyle bir şeydir dediysekde "oofff ya ben dekomrasiyi hiç sevmiyooruummm" dedi.


Eksik listesi yapılmalı,valizler hazırlanmalı ,bizim kızların yolda iştahı pek bir açık olur onlara yolluk abur cubur hazırlanmalı, pazar akşamı yollara düşülmeli.Anlaşıldığı üzere yolcudur abbas bağlasan durmaz.

15 Haziran 2009 Pazartesi

*VEDA*

"Herşeyin başı sağlık çoçuklar aman kıymetini bilin bakın çok şükür herşeyimiz var ama ne fayda.Sıfır araba aldım garajda bekliyor Ankarada evim var ama kapısını dahi açamamadım altı aydır hastane odasında yatıp kalkıyoruz.Bunada şükür ama sizler gençsiniz sakın hayatı ıskalamayın mal mülk için birbirinizi kırmayın"



Bir yıl önce eşi boyundan aşağı felç olmuştu.Tam altı ay hastanede birlikte yattılar.Çocuğa bakar gibi baktı eşine yeniden yürümeyi öğretti.Hepimiz gıptayla baktık.Kış kararnamesinde tayini Düzce' ye çıktı.Eşyası toplandı veda yemeği yapıldı.Ama yerine gelecek Defterdarın ayağı kırılınca ayrılışı ertelendi."Yine kurtulamadınız benden " dedi.



Cumartesi sabahı asansör kapısında karşılaştık.Selamlaştık her zamanki gibi hal hatır sordu." Başkanım ne yapıyor selamlarımı söyle" dedi meğer bu son konuşmamızmış .Mesai çıkışı ani bir kalp krizi ile aramızdan ayrıldı.İnsanlığı babacan tavrıyla yeri dolduralamayacak sayın Defterdarım Hasan BALTACI toprağın bol mekanın cennet olsun.


BAKİ KALAN BU KUBBEDE BİR HOŞ SADA İMİŞ




11 Haziran 2009 Perşembe

*iPEKÇE*



Anne :Kızlar tatil başladı sayılır artık rahat rahat kitap okuyabilirsiniz.Ablası sen İpek'e de okursun değilmi?

Nazlı:Tamam anne
İpek:Ben zaten resimlerinden okuyabiliyorum anneciğim

Anne:Tabii okursun minik kuşum ama arada ablanda okuyabilir
istersen

İpek:Tamam anneciğim.Ben şimdi sana resimden okuyayım mı?

Anne:Hadi oku bakalım.(Mevsimler ve Hayvanlar kitabını seçti)

İpek:Havalar soğuyunca kuşlar üşür onun için sıcak yerlere giderler.Ama bazı hayvanlar soğuk yerleri sever onlar kutbulda yaşarlar

Anne:nerde?

İpek:Kutbul anne hani böyle çok karlı soğuk yerler varya ayısıda var kutbul ayısı
Anne,baba,Nazlı : ))))))):




10 Haziran 2009 Çarşamba

*KİRPİĞİMİN UCU*




Çok şey birikti ama kelimeleleri biraraya getiripte iki satır yazamadım.Hergün blogu açıp öylece baktım durdum.Ama bugün gayrı yeter artık bu ayrılık deyip vurdum kendimi klavyenin tuşlarına.


Efendim malum okulların son günleri Nazlı kızım 5. sınıfı bitiriyor dün veda partileri vardı.Kendi çabalarıyla hazırladılar tüm programı.Öğretmenleri "bu kriz döneminde veilerinizi sıkıntıya sokmayalım çoçuklar okulun yemekhanesinde birşeyler hazırlayın" demiş.Çocuklarda kendi aralarında iş bölümü yapıp ortaya şahane bir iş çıkarmışlar.Şarkılar şiirler skeçler hepsi çok çok güzeldi. Gözlerindeki ışık , yüreklerindeki çocuk heyecanı izleyen bütün anne babaları duygulandırdı.


Ne garip bir duygu bu yahu.İnsan anne baba olunca iyice tuhaf birşey oluyor adamın kimyası bozuluyor.Herşeye duygulanıyorsun. Zaten gözyaşım kirpiğimin ucunda şimdi ordada durmuyor sanki...




1 Haziran 2009 Pazartesi

*UNUTSAMMI UNUTMASAMMI*

Yaşlanmaktan değilde unutmaktan çok korkuyorum.Ben iyiyide kötüyüde hep hatırlamak istiyorum.Aslında bu bloğuda bunun için tutuyorum.Ben unutursam anılarımı kızlar okusun diye.Ne kadar acı verici sevdiklerini tanıyamamak.Şu ara dedem bu halde annem çok üzülüyor ama yapacak birşey yok.Bir bakıyorsun tanıyor bir bakıyorsun kimsin diye soruyor.Bazen kendini çocuk sanıyor annesini babasını soruyor.

Geçenlerde eşimle konuştuk bu konuyu çelişkileri olsada o benimle aynı fikirde değil çünkü unutmak istediği çok büyük bir acısı var.2001 yılında küçük kardeşini 18 yaşındayken kaybettik.İkimizinde yaşadığı ilk ve en tarifsiz acıydı. Zamanla hafifliyor mu? hayır sadece derinleşiyor hele pişmanlıklar keşkelerde işin içine girince zaman delip de geçiyor.Unutmak istiyorum dedi ve ben hiçbirşey diyemedim.