30 Ocak 2010 Cumartesi

DÖRTTE BİR

Hazır tatildeyken epey zamandır ara verdiğimiz evde sinema keyfi etkinlikleri başlasın dedik.Film seçimi eşimden.Kızlar uyuduktan sonra bazen çekirdeğimizi bazen mısırımızı alıp kurulduk koltuklarımıza .Dört günde dört  film izledik.Biri (Melekler ve Şeytanlar) dışında  hepsinden nefret ettik.Eğer izlemediyseniz sakın ola filmin arkasında yazanlara kanıp da yanılmayın.Biz yandık siz yanmayın .
Yani biz dörtte bir tutturduk.Eh bunada şükür diyerek sinema günlerini noktaladık.




29 Ocak 2010 Cuma

EBRULİ

Kızlar tatil olurda ben geri kalırmıyım.Patlattım en keyiflisinden bir hafta izin kendime.Kar kış olunca evde kalmak bir iyi geldi ki sormayın gitsin.Doğumgünü telaşımızı da bitirince uzuuun miskin günlerin kucağında yattıyoruz yuvarlanıyoruz.
Bu arada İpekliyle beraber birde sinema programımız vardı.Film seansını beklerken baktık ebru yapımı var bizim cüce eksik kalırmı anında hocanın yanında bitti.
renklerini seçti kırk yıllık usta gibi fırçasını işaret parmağının kemiğine pıt pıt vurdu.



Digital Scrapbooking at WiddlyTinks.com
Photo Tinks by WiddlyTinks.com
 
Ardından mısırımızıda alıp sinemaya girdik.Reklamları izlerken iki mısır ağzıma atınca fırçayıda yedim.
*ama anne film daha başlamadı şimdi yemesek diyorum*
Usul usul elimi geri çektim tabi.





Kurbağa ve Prensesi ikimizde çok beğendik. 

28 Ocak 2010 Perşembe

NİCE YILLARA KELEBEK

İpek böceği kozasından çıktı kelebek oldu.Kara kışa aldırmadan pır pır uçtu çiçek çiçek kondu oynadı zıpladı.Gün onun günü olunca anne baba abla emrine amade oldu.
Nice yıllara güzel kelebek.Ömrün kanatların gibi renkli olsun.



25 Ocak 2010 Pazartesi

BİR KIŞ MASALI


Kar diye diye ortalığı tipiye verdik.Cuma akşamı ana yolda bile arabamız kayınca eve kadar tabana kuvvet yürüdük.En son İpeklinin doğduğu yıl böyle yağmışdı.Sabaha kadar da yağdı.Resmiyetin şahikasında bulunan bir mekanda, yaşa bağlı tüm mevki ve unvanlarımızı esen rüzgara verip çocukluğumuzdan kalma alışkanlığımızla poşetlerimizi kapıp attık kendimizi resmiyetin bahçesine.Bakakalanların yargılayıcı gözleri arasında doyasıya kaydık poşetlerimizle.Arkasından yanımıza aldığımız havuç ve zeytinlerimizle kardan adam yapma teşebbüsümüz karın toz gibi olması dolayısıyla gerçekleşmemiş oldu.Bizde inadına karda yürüdük ancak izimizi de belli ettik.

19 Ocak 2010 Salı

BU SABAH KAR VAR BİZDE


Günlerdir hatta haftalardır beklediğimiz kar sonunda yağdı.Sabahın 6.30'u Nazlı tepemde "anne kalk kar yağıyor".diyince İpekli benden önce fırladı yataktan "heyooo ne güzell biliyordum zaten doğumgünüm karlı olucak heyoo heyoo" söylerkende eller kollar ahenkle dans etmekte tabii.allahım bu cüce sabahın köründe bu enerjiyi nerden bulur ki acaba diye düşünürken  gözümü açmaya çalışıyorum bende.Kahvaltının ardından inip arabayı temizledik kapılar donmuş açana kadar epeyce üşüdük.İpekliye "eee kar yağmasını sen istedin nasılmış bakalım" diyince "olacak o kadar annecim üşümekde güzeldir":)) dedi Şimdi sırada kardan adam yapma var.Havucumuz şapkamız hazır karda birikirse değmeyin keyfimize.   

16 Ocak 2010 Cumartesi

KELEBEK

Hazırlıklar son hız  devam ediyor.Hafta içi her akşam çalıştık davetiyeler hazırlandı.Temamız "kelebek" kartonlardan bir dolu kelebek yaptık.İpektoş kanatların üstünü kendisi süsledi adını yazdı.Gelen konuklarımıza vermek üzere içinden lolipop geçirdik.Maskeler yaptık.Yorulduk ama değdi.Cücenin heyecanını anlatmak mümkün değil aynen kelebek gibi pır pır ordan oraya konuyor...


12 Ocak 2010 Salı

NAZPEK BİR YAŞINDA

İnternette amaçsız dolaşırken googlee da blog diye bir kelime gördüm bu da ne ki diye bir tıkladım.Baktım insanlar sanal alemde günlük tutuyorlar hah işte bende tam bunu istiyordum diyerek daldım mevzuya.Önceleri pammuk gibi bir yer olan sevgili Gizemin blogunu takip etmeye başladım.Baktım çok hoşuma gidiyor acaba bendemi kendime açsam dedim.Hem ilerde kızlar da okur, anılarımız unutulmaz tarihe not düşmüş olurum diyerek bir yıl önce bu yazıyla blog dünyasına merhaba dedim.İyikide demişim yeni insanlar yeni hikayeler yeni yaşamlar keşfettim.Sanal dünyaya inat sahici arkadaşlıklar kurdum.Kim bu gün ne yazmış yazıma yorum gelmişmi diye iki arada bir derede kendimi ekranda buluyorum.Ve ben bu heyecanın bitmesini hiiç istemiyorum.

11 Ocak 2010 Pazartesi

GÜNDEM

Ağacımızı, süslerimizi derleyip topladık.Bir kez daha hep birlikte sağlıkla kuralım temennisi ile
Şimdi sırada İpektoşun doğum günü var.Sitenin lokaline bir bakalım beğenirsen orda yapalım dedim.Gidip baktık ama küçükhanım hiç beğenmedi lokal diyince o kafasında sanırım büyük bir salon sahne orkestra vs.hayal etti.Önce biraz ağladı burası çok küçük dediysede sonradan kabul etti.Ama her tarafı süsliyecekmişiz,müzikde olacakmış. Talimatlar böyle.

6 Ocak 2010 Çarşamba

AŞURE

Yılın aşuresini de yaptık.Geçen sene dostlara evimizde ikram etmiştik bu sefer de biz işden gelene kadar canım annem pişirmiş, bende süsledim ve sevgili eşimde apartmana dağıttı.Ne güzel bir kez daha paylaştıkça çoğaldığımızı hissettik...






4 Ocak 2010 Pazartesi

GÖZÜMÜN GÖRDÜĞÜ

Göz açıp kapatıncaya kadar geçti koca yıl.Daha dün gibiydi sanki milenyum tantanası ama koskoca on yıl geçmiş üzerinden.2009 yılına Ordu da başladık Tekirdağ da bitirdik. Çok şükür sağlıkla ağız tadıyla tamamladık.Ne yalan söyliyeyim güzel bir yıldı ama ben yinede 2010 dan daha umutluyum çift rakamları hep daha çok sevmişimdir.Hayatımdaki güzel şeylere hep çift rakamlı yıllarda kavuştum.Umarım 2010 da yanıltmaz beni.

2009 da neler mi oldu kısaca hatırlamakta fayda var( hani unutursam diye)

senenin başında blog yazmaya başladım yani Nazpek doğdu

Sevgili eşim burun ameliyatı geçirdi.

Dedem huzura erdi.

Altınoluk da tatil yaptık.

Tayinimiz Tekirdağ'a çıktı.

Nazlı kızımız ortaokula İpeklimiz anasınıfına başladı.

Bazen acı bazen tatlı hayat akıp gitti hepimiz bir yaş daha büyüdük.(Zaten eşim " Ben anlamam 40 yaşına girdim bunalımdayım ona göre " diyerek bize gözdağı vermeye başladı bile)

Kısaca 2009 böyle geçti yüzümüzü 2010 döndük.Bu yıl kendim için aldığım kararlarda şöyle ne kadarı gerçekleşir bilinmez ama karar alarak ilk adımı atmakta fayda var yinede


*Daha çok kitap okumak

*Okulumdan mezun olmak

*Kızlarla daha fazla zaman geçirmek

*İyi bir fotoğraf makinası alıp Fotoğrafçılık kursuna başlamak

*Bilgisayar konusunda kendimi geliştirmek

*Uzun Uzun yaz tatili yapmak

*Yurt dışına çıkmak

*Düzenli olarak spora başlamak

Naçizane isteklerim bunlar ama en başta herkes için sağlık ve huzur istiyorum.

İPEK & TAŞ

2010 yılının ilk faaliyeti taş boyama oldu.Küçük kuzu Uçmakderede sırtımıza vurduğu taşları itina ile boyadı.üstüne baskı yaptı pullar serpti.
"Boşuna taşımamış olduk deemi anneciğim bak ne güzel oldular" dedi kendileri











2 Ocak 2010 Cumartesi

YİRMİON

Hatırlanacaklar arasına bir yılbaşı akşamı ve yılın ilk gününü daha ekledik.Babaannemin deyişiyle "buda böyle bir eserdi"




İstanbuldan misafirlerimiz eksiksiz geldi.Herşey çok güzeldi sohbet muhabbet saz söz arada hüzün herşey vardı.Adı üstünde yirmi on bizde on numara bir yılbaşı gecesi geçirdik.Yılın ilk kahvaltısının ardından misafirlerimizle Uçmakdere Mürefte Şarköy turu yaptık.Mürefte de Kutman Şarapcılığın çok hoş bir müzesi var.Yolunuz düşerse mutlaka gezin derim.

Şarap sunumu eşliğinde mahzende gezmek helede yeni yılın ilkgünü olunca çok da hoş oldu doğrusu.



































Küçük kuzuyla boyanacak taş topladık."Annecim bunlar çok işimize yarar "diye diye bir torba taşı sırtımıza yükledi.



























































Uçmakdere de rüzgara karşı çığlık çığlığa koştuk buda ayakların yerden kesildiği andır.