28 Şubat 2010 Pazar

HAFTA SONU HAYALLENMELERİ

İstanbul artık yanıbaşımızda diye sevinmiştik haftasonları kaçar kaçar gideriz diyorduk boğaz senin istiklal caddesi benim gezer mısır çarşısından girer mis gibi Mehmet Efendi kahvesinin kokusunu içimize çeke çeke Cağaloğlu yokuşundan Sultanahmete çıkar eski günleri yad ederiz diyorduk ama heyhat meğer bizim SBS ye hazırlanan bir kızımız olduğu gerçeğini unutmuşda hayallere dalmışız biz.

Şimdilerde Nazlı kızın dersanesi sınavları etüdü derken hiç bir yere kıpırdıyamıyoruz.Oniki Hazirana kadarda durum böyle.

Henüz okula   yada sınav maratonuna başlamayan  cüceleri olanlara duyrulur bu günlerinizin kıymetini bilin sonra vay efendim ben duymadım ben bilmiyordum demeyesiniz...  

27 Şubat 2010 Cumartesi

MİSAFİR OL GEL BANA




Bugün bizim çook önemli bir misafirimiz vardı Kaan ve annesi.Kendileri ipektoşun sınıf arkadaşı olur.Cüceler aralarında konuşup  randevulaşınca iki anneyede ayrıntılar kalmış oldu. 

HAYAT BENİ NEDEN YORUYOSUNN:))





Korkunun ecele faydası yok elbet ama endişemiz ülke geleceğine dair idi. Neticede hayat akmakta bizde geçen günlere anlam yüklemeye devam etmekteyiz.

Yoğun geçen haftaiçi günlerinin sonunda yorgunluğumuzu iki bira biraz fıstık ve Kuzeyin Oğluyla attık.Usul usul yağan yağmurun sesiyle kimi zaman nemli gözlerle eşlik ettik, kimi zamanda kendimiz çalıp söyledik.

17 Şubat 2010 Çarşamba

KORKUYORUM

Yağmurların ardından güneş yüzünü gösterdi.Ama içim hiiç ısınmadı.Akşamdan beri koca bir fil göğüs kafesimi zorlamakta.

Burası ne olursa olsun cesur merhametli vicdan sahibi insanların, büyük şairlerin ülkesidir.Her fırsatta benim hala umudum var diyebiliyorken 
aydınlık yarınlar için şimdi çok daha endişeli ve üzgünüm. 

11 Şubat 2010 Perşembe

YOĞURDUMU KENDİM YAPTIM

Annem sayesinde artık bizimde bir sütçümüz var.Siteye gelen sütçüyü takip etmiş komşulardan da güvenirlik anlamında onay alınca haftada bir süt alımına başladık.Annemler İstanbul'a döndü ama sütçüsü bana yadigar kaldı.Dün eve geldiğimde 5 litre süt beni bekliyordu.Önce kepçeyle savura savura bir güzel kaynattım.Evi  süt kokusu sararken bir yandanda çocukluk günlerine  gittim.Annem süt kaynatınca birer bardak da bize verirdi içinede azıcık kahve atardı bayılırdım,birde pastanelerde sıcak süt ve poğaça yenirdi.
Bende kızlara teklif ettim sıcak süt ama istemediler onlar soğuk severmiş.


İyice kaynadıktan sonra yarısını yoğurt yapmak için ayırıp camın önüne koydum.Altta petek olduğu için gerekli ısıdaymış annem öyle dedi.Parmağımı yakmayacak kadar soğuyunca mayasını kattım.Sabah baktığımda taş gibi yoğurdumuz ve bir kase kadar da kaymağımız vardı.


Kalan sütüde  fırın sütlaç yaptım.Ben sütlaçıda sıcak severim baktım İpektoşda geldi bir kaseyi birlikte indira gandi yaptık.



8 Şubat 2010 Pazartesi

PAZARTESİ

Haftasonunu temizlik ve film izlemekle geçirdik.Pazar akşamıyla birlikte normal hayatımıza geri döndük.Kızların banyosuydu ütüsüydü derken tüm ritüeller yerine getirildi.Malum tatil uzun olunca uyku düzeni falan kalmadı beş dakikada bir hadi kızlar yatın artık sabah kalkamayacaksınız dedikçe "tamamm anneee" diye cırladılar.Nazlı kız alarmı yanına almış çalıncada hemen kapatmış.Hepimiz mışıl mışıl uyumuşuz.Hal böyle olunca Nazlıyı apar topar kahvaltısız okula yolculadım.Ama gün boyuda huzursuz oldum.İçim içimi yedi.Okuldan gelişini iple çektim.Eve gelene kadar da ağzıma bir lokma koyamadım.Yarın sabah 06.30 dan itibaren kahvaltılı günler başlasınn...

4 Şubat 2010 Perşembe


Saat sabahın 08.00 işyerindeyim henüz kimse gelmemiş.Çayımı yudumlarken bir yandanda ne var ne yok diye bakıyorum.Son bir yıldır nerdeyse hergün ilk işim bu ama sevmekteyim bu sadakati.
Hava durumu bir gün güneş bir gün kar tipi şeklinde Kızlar evde .Biz evde yokken vekalet Nazlı kızda cüce isyanlarda akşam  "yeter artık bir bakıcı tutun bana ablam bana kötü davranıyor hemde bağırıyor"dedi.Kavga gürültü yuvarlanıp gidiyoruz.
Sevgili Duygu geçenlerde beni mimlemiş aklımda ama bir türlü ne yazacağımı bilemedim.7 ilginç özellik diyor ama ev halkına göre hiçde ilginç yanım yokmuş bu iyimi kötümü bilmiyorum ama 
ben kendime göre bulduklarımı yazayım bari
1-Terliksiz yere basamam
2-Altıncı hissim kuvvetlidir.Bazı olayları önceden hissederim.
3-Fazla rüya görmem ama rüyama kaldığım yerden
devam edebilirim
4-Dağınık yatakta asla yatamam.Sabah elde olmayan sebeplerle düzeltemediysem bütün gün aklımın bir köşesinde beni rahatsız eder.Gece vakti eve gitsemde önce düzeltir örtüsünü serer sonra yatarım.Farklı desenli nevresimde uyuyamam.
5- İnip çıktığım merdiven basamaklarını sayarım.Çift rakam çıkarsa olumlu gelişme sayarım.Her zaman çift sayılar tercihimdir.
6-Gece kalkmışsam eğer uykum kaçmasın diye gözümü açmadan işlerimi hallederim.Babamda aynıdır evdeyken çok çarpışmışlığımız vardır.
7-Otobüsde arabada bilumum seyahat araçlarında tek satır birşey okuyamam.Midem bulanır.
İlginçmidir bilmem ama  bulabildiklerim bunlar.Mor salkım geçen yıl baharda Ordu da çekilmiştir.Baharı da özledik mi ne?

2 Şubat 2010 Salı

ŞEYYYY

Güneşmi demiştim ?...


1 Şubat 2010 Pazartesi

GÜNEŞLİ&BULUTLU


Dışarıda mis gibi bir hava var.Günlerdir yağan kardan tutan buzdan eser yok.Günler hızla geçerken ocak ayınında nihayetine ulaştık.Yeni bir ay yeni bir hafta güneşin en ışıltılı haliyle karşıladı bizi.Hele ki beni tarifsiz duyguların kucağına attı.Adıyaman Sevgi Yurdundan gelen o zarf , içinden çıkan kargacık burgacık yazısıyla yüzünü görmediğim ama yaşadığı çocuk heyecanını içimde hissettiğim Sergen'in mektubu
Yüzümde tebessüm boğazımda yumruk gözümde bulut...