31 Ekim 2012 Çarşamba

İZNİK II



Tarihi bir film platosunda gezinir gibi  hayranlıkla bütün eserleri dolaştık.Bu arada kızların klasik karnımız acıktı cümlesi ile plan dahilinde olan Köfteci Yusufa intikal ettik..Bursanın çeşitli yerlerinde şubeleri olan ve her daim tıklım tıklım olan köftecinin ilk yeride burasıymış.Kendimize zorda olsa bir masa bulup oturduk.servisleri hızlıydı ama köfteler bizim damak zevkimize uygun değildi.Tatlı olarak  kaymaklı ekmek kadayıfını  çok beğendik. Genel anlamda özellikle kızlar çok hoşnut olmadı. Mekanı seçen kişi sorumluluğu altında ezilirken yan masadadan kalkan gazeteci Metin UCA imdadıma yetişmiş oldu.Görüyorsunuz sizi ünlülerin geldiği yere getiriyorum dahada beğenmiyorsunuz diyerek durumu kurtarmış oldum.
Günü bitirip güneşi gölde batırıp dönüş yoluna geçtik.  





30 Ekim 2012 Salı

İZNİK-I


Bayramın ikinci günü çekirdek aile firesiz yola çıktık.İstikamet İznik.Keyifli ve bir o kadar yeşil yolda kıvrıla kıvrıla ilerledik.Beğendiğimiz her noktada  durduk.Resim çektik yol kenarındaki böğürtlenleri,bozulan bahçelerde kalan domates ve biberleri yedik.Birbirinden güzel köylerden geçtik en çok Müşküle Köyünü ve göl kenarında bulunan çay bahçesini beğendik.İçtiğimiz kahve ve ikram edilen zeytinin tadı damağımızda kaldı.
 Hedefimiz olan İznik'e ulaştığımızda rotamızı belirlemek üzere harita ve broşür temin etmeye koyulduk.Ne hikmetse bu sefer elimizle koymuş gibi ilk girdiğimiz Belediyeye ait zabıta biriminden aradığımız dökümanları bulduk.



Şarap tanrısı Dionysos'un kentidir İznik...Mitolojjiye göre Sakarya ırmağı ile tanrıça kybele'nin kızı olan Nikaia hiç evlenmeyeceğine dair ant içmiş.Kırlarda ormanlarda sularda yaşar avlanırmış.Günün birinde Hymnes adlı bir çobana rastlamış.Çoban güzel Nikaia'yı görür görmez aşık olmuş.Fakat Nikaia çobana yüz vermemiş ve attığı bir okla onu öldürmüş.Aşk tanrısı Eros buna çok içerlenmiş ve Nikaia 'dan öç almak için şarap tanrısı Dionysos'a başvurmuş.Ne varki Dionysos'da Nikaia'yı derede yıkanırken görüp aşık olmuş.Çoban Hymnes gibi kendisininde öldürüleceğinden korkan Dionysos Nikaia'nın su içtiği  ırmağa şarap katmış ve sarhoş olan Nikaia'ya sahip olmuştur.Nikaia Dionysos'dan hamile kalınca canına kıymaya kalkmış fakat şarap tanrısına boyun eğip çoçuğu doğurmuş. Dionysos'da Nikaia'nın şerefine bu kenti kurup adına sevgilisinin adı olan Nikai demiş.
Efsanelere konu olan güzel İznik Hıristiyanlık açısından oldukça önemli bir dini merkezdir.325 yılında ilk konsül burada toplanmıştır.1962 yılında Vatikan'da toplanan 19.Konsülde Kudüs ve Vatikan'dan sonra üçüncü kutsal kent ilan edilmiştir.
Konsülün toplandığı Ayasofya kilisesi 1331 yılında Orhangazi'nin İznik'i fethetmesiyle birlikte camiye çevrilmiş.Kanuni döneminde Mimar Sinan tarafından yapılan önemli değişikliklerle önüne bir minare eklenmiştir. 
                                                                        Arkası yarın....








29 Ekim 2012 Pazartesi

CUMHURİYET











Zorluklarla kurduğun Cummhuriyetin bekçileri, Devrimlerinin takipçisiyiz.








MİSİ

Bayramın dört gününü yatarak yuvarlanarak ve gezerek tamamlamış bulunmaktayız.Kızlar sadece bir gün gezi programına dahil olacaklarını onuda İznik gezisinden yana kullanacaklarını  söyleyince bizde karı koca birlikte takıldık.İlk gün Orhaneli -Bursa yolu üzerinde eski bir Rum Köyü olan üzümü ve şarabıyla ünlü  Misi Köyünü gezdik.Uludağ'ın güneyinde dağlık ve ormanlık bölgede yer alan tarihi çok eskilere dayanan köyün şimdiki adı Gümüştepe olarak değiştirilmiş.Çok eski bir yerleşim yeri olduğu gibi Hıristiyanlar içinde önemli bir bölgedir.Konsülün toplanarak incil tartışması yaptığı ve incilin bir nüshasının köyde bulunan manastır civarında gömülü olduğuna inanılmaktadır.Ama bugün ne manastır var nede kalıntısı.
 Üzümü ve şarabı ile  ünlü dedim ama  eskiden böyleymiş şuanda içinden geçen derenin kenarında bulunan tesislerde pek de hoş olmayan çayınızı içerken derenin içindeki pet şişeleri hatta araba lastiğini görmek insana üzüntü vermekte.Klasik geyiklerimiz olan keşke  şöyle olsa yada burası şimdi avrupalının elinde olsa kimbilir nasıl olurdu cümleleri kurarak dar sokaklarında gezindik. Açıkçası hayal  kırıklığı içinde misiden ayrıldık. 



















Misi Köyünden ayrılıp sonbahar renkleri eşliğinde yolumuza devam ettik.Hemen köyün yanıbaşında bulunan Doğancı Baraj Gölünü ve çevresini gördükten sonra gezimizi sonlandırdık.












24 Ekim 2012 Çarşamba

KAÇAN BALIK:)

     Günlerdir  bayram için plan üstüne plan yapmaktan bir hal oldum.Hani şu araç satanlar gibi bir çalışma yapıp size döneriz diyenler gibiydim.Ama heyhat ne davet ettiklerimden nede gezi planlarına ortak ettiklerimden ses seda çıkmayınca bende elimde kalan c planına geçmeye karar verdim.Oysaki davete icabet eden olsa idi  eminim pişman olmayacaktı.
 




       A ve B planım püskürtülünce elimde  C planı  yani Bursa ve çevresi  kültür gezisi  kalmış oldu.Henüz görmediğimiz birçok yeri varken Bayram tatilini fırsat bilip değerlendireceğiz.Akşamlarıda evde film ve kitap   keyfi yapacağız.
    Hani neleri kaçırdım diyen varsa , uzun kahvaltılara eşlik edecek ayva reçelinimi desem kahvaltı sonrası içilecek bol köpüklü kahvelermi desem,yok ben biraz odama çekilip dinleneyim derse diye televizyonu interneti dergisi kitabı filmi olan odayı kaçırmıştır.Buda böyle biline...
    
 
 
 
 







16 Ekim 2012 Salı

SALI GÜNCESİ

Bu mevsimde giyim konusunda sanırım herkes sıkıntı yaşıyor.Sabah serini iyi güzelde öğlen ve sonrası deli bir sıcak var.Etrafta kaban giyinenide  askılı tişört giyinenide görmek mümkün.Son yılların en sıcak ve kurak sonbaharını yaşıyormuşuz uzmanlar öyle söylüyor.Üstelik bunun birde pastırma sıcakları olacak daha

Havalar böyleyken gündelik yaşam devam etmekte herşey iyi hoşda şu yemek işi insanı bunaltıyor.Hani ismini koyunca sorun yokta ne pişirsem kısmı epeyce yorucu.İş çıkışı bu akşam ne yapsam diye düşünerek metro durağına yürürken önünden geçtiğim dükkanın vitrininde "annenizi yormayın  işte annenizin mantısı" yazısını görünce evet o anne benim diyerek hemen içeri daldım baktım eli yüzü düzgün bir yer  hemen alıp denedim ve hepimiz beğendik.Böylelikle mantıcımızıda bulmuş oldum.   




15 Ekim 2012 Pazartesi

.ıIİ

 
 Geçip giden zamanı biryerlerde bulsam...
 
 
 


 




14 Ekim 2012 Pazar

HAFTASONUNDAN KALANLAR




Cuma akşamı yılın ilk tiyatro etkinliğini yapmış olduk.Dördümüzün izlediği ilk tiyatro oyunu olması bağlamında ailesel tarihimiz için önem teşkil  etmektedir.Keyifle izlenen oyun sonrasında  şehrimizin  ışıklar altındaki görüntüsüne hayran olarak   geceyi sonlandırdık. 
 
 












Bilen bilir biz ailece yeme içme konusunda biraz gıcığızdır.Yok koktu yok yağlı koyun eti  mi kuyruk yağı varmı diyerek epeyce garsonu deli etmişliğimiz mevcuttur.Burada da kendimize göre bir yer bulmak için çeşitli yerleri denemekteyiz.İlk defa dün herşeyiyiyle beğendiğimiz bir mekan olan kimyon'u bulduk.Temizliği ve lezzetiye bizden tam puan aldı.Ayrıca kasap olarak da hizmet veriyorlar yolunuz buralara düşer ise İzmir yolu üzerindeki kimyona uğramadan  geçmeyin derim.



8 Ekim 2012 Pazartesi

DÜN GİBİ

Yeni eğitim ve öğretim yılımız hızlı bir şekilde başladı. Sevgili eşim hazır işlerim biraz hafiflemişken bir üniversite daha bitireyim diyerek yeniden öğrenci oldu.Böylelikle evimizin öğrenci sayısı üçe çıkmış oldu.
Akşam olunca tüm öğrenciler ders başına geçiyor.Kızlar babalarını takipte adamceyiz az televizyon izlese hemen başında bitiyorlar. Sanırım bu kış evin keyfini ben süreceğim.Canım hayat hep batuhana mı güzel olacak değilmi ama...
Haftasonu fotoğraf arşivini elden geçirdim.Arada kızlarda bana eşlik etti.Bazı video ve resimlere bakarken gülmekten bayıldık.
Aşağıdaki film dokuz yaşındaki Nazlı kızımın yönetmenliğinde üç yaşındaki İpekli kızımın oyunculuğunda Ordu'daki evimizde çekilmiştir.