30 Nisan 2012 Pazartesi
26 Nisan 2012 Perşembe
DEFNE
Bizden çok uzaklarda olsanda minik ellerini avuçlarını saçlarını koklayarak öpüyoruz .Hoşgeldin minik kız yaşama sırası sende...
HER ŞEY SENDE GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü.
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can YÜCEL
25 Nisan 2012 Çarşamba
İSYANKAR
İsmet bize alışamadı üstelik birde ayağında problem çıktı.Zaten bizim işlerin birkerede olmasının mümkünatının olmadığını biliyorduk ama bu kadarınada pes dedik.Aldığımız günün ertesi tek ayağına basamadığını farkedince Veterinere götürdük mantar olabileceğini söyleyip ilaç verdi birkaç güne kadar geçer dedi.Ama her geçen gün kötüleşince aldığımız yere bir soralım dedik.Satıcıdan veterinere götürdüğümüz için bir araba laf işitip onların kuşlardan hiç anlamadığını öğrendikten sonra getirin birde ben bakayım ama canlı malın garantisi olmaz bunu da bilin dedi kendileri. Neyse akşam eve gidip kafesin içinde ayağını kanamış halde görünce üzüntüden kahrolduk. Bizden daha iyi bakıp tedavi eder diye hemen alıp satıcıya geri götürdük.
Bir haftadan fazla zaman geçti gidip bir bakalım dedik maalesef iyileşmemiş.Anlaşılacağı üzere kuş maceramız hüsranla sonuçlandı.
Kızlar çok üzgün İpek yeni bir kuş alalım diyor Nazlı ben İsmet'ten başka kuş istemem diyor.
Herşeyi geçtimde yine aynı noktaya geldim neden bizim işler hep zorlu oluyor yahu...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)