30 Nisan 2009 Perşembe

*ŞIMARIK ŞEYLER*

Bu süslü hanımlarda işyerindeki penceremin güzelleri.Pek kıskançlar canım, biri açtımı arka arkaya hepsi açıyor. Sevildikçe şımarıyorlar, şımardıkça güzelleşiyorlar...
















29 Nisan 2009 Çarşamba

*DÜN/BUGÜN*



Dün yağmurlu gri bir güne uyandık.Salı da olunca sallandımı ne .Gözümü açasım yok yani baktım herkes uyumakta ,kendi kendime bu günlük kahvaltı olayını kaldırıyorum dedim.İşyerinin önündeki simitçiden(bizim simitçide pek asortiktir bu havalarda da pek gelmez ama) birer simitle olayı hallederiz diyerek vurdum kafayı yattım.Bir de tatlı oluyor ki bu havalarda uyumak sorma gitsin.Hani İyide oldu 40 dakika fazla uyumuş olduk.



Bugün pırıl pırıl bir güneş miss gibi bir hava var.Dışarda kuş cıvıltıları, evde ipek böceği ve nazlı kuşun kıkırtıları eşliğinde kahvaltı yapıldı.Güneş yüzümüzü kızlar içimizi ısıttı.

Eveetttt hadi bakalım anne baba işe kızlar okula...
( Resimleri işyerimin penceresinden çektim ayıptır söylemesi eheehe))

27 Nisan 2009 Pazartesi

*HÜZÜN/SEVİNÇ




Bu gün benim için karışık bir gün.Bir yanım hüzün bir yanım sevinç.Hüzünlüyüm çünkü hepimizin biri, annemin tek kardeşi benim birtanecik dayımın ölüm yıldönümü.Tam bir yıl oldu.Her ölüm erken ölümdür bunu biliyorum ama gerçekten dayım için çok erken oldu.Öyle iyi öyle yakışıklıydıki.Onu hep o haliyle hatırlamak isterdim ama hastalık onu öyle bir hale getirmiştiki en son hastaneye gittiğimde yanlış bir odaya gittiğimi sandım.Bir hastalık insanı bu kadarmı değiştirir.Hastane bahçesinde elini omuzuma atarak yürüyüşümüzü bana kızım deyişini ve birlikte konuştuğumuz son cümleyi "İyi olucam kızım, az kendimi toparlıyayım gelicem Ordu'ya Boztepe'de rakı içiçez hepberaber, çocuklar da kurtardı kendini artık bundan sonra gezicem " deyişini hiç unutmayacağım...

Diğer yanım sevinçli dedim canım kardeşim küçükkafamın doğumgünü bugün.Bundan sonra hep bir yanımız buruk olarak kutluycaz ama olsun hayat bu.Zaten hayatın kendiside düğün doğum cenaze değilmi.

Ahhh küçükkafam ne günler geçirdik değilmi.Kardeşim,arkadaşım,sırdaşım oldun sen.Yarım simidi paylaştığım,okul gezilerine birlikte gidersek izin alabildiğim,her daim beni güldüren,en zor anımda herzaman imdadıma yetişen canım kardeşim iyiki varsın İYİKİ DOĞDUN




21 Nisan 2009 Salı

*SABAH DİALOGLARI*



Saat 06:40 kalktım kahvaltı hazırladım akşamdan kalan dağınıklıkları topladım.07:00 itibariyle hadilemeye başladım hadi kalkın artık hadi hadi..........

-İpek böcüğüüüüüüü

-Nazlı kuşşşşşşşş

-Aşkımmmmmmm

E hadiiii bakalım geç kalcaz hadiiiii hadiiiiii

İpek böcüğü:Kalktım annecim yatağımı düzeltiyooommm

Nazlı kuş:Tamamm anneee yaaaa offff

Eşim:Tamam aşkım beş dakka daha

Nazlı kuşla babası sürüne sürüne kalkıp hazırlanırken ben ipek böceğimi giydirip diğer yatakları düzelttim.Saç baş derken kahvaltıya oturduk.

Babaları kızlara "benim gibi biriyle evlenmek istermiydiniz" diye bir soru attı ortaya

Nazlı: Ben evlenmiycem baba.Hem ben gen mühendisi olucam vaktimin çoğunu labaratuvarda geçircem.öyle annem gibi ev işiyle,çoluk çocukla uğraşamam (ahh ah görüyonmu saçını süpürge et onlar beğenmesin bide)

İpek :Ama ben annemi seviyooommmm
Tabi canım eşimin duymak istedikleri bu değildi birazda bozularak " ee yani kızlar yalandanda da olsa insan baba tabi senin gibi biriyle evlenmek isteriz der, hayatım yine ne varsa sende var "

İpek böcüğü konuyu değiştirmek için size bir masal anlatıcam dedi.Anlat dedik bizde

-Keloğlan birgün annesiyle birlikte kurbete gitmiş
-Nereye gitmiş?
-Kurbete
-Kurbet neresi İpek
-Offff Kurbet işte ...









20 Nisan 2009 Pazartesi

*ÖZET*









Haftasonu zaman yine ışık hızıyla geçti.Kızları bu sefer bir bir paylaştık.İpek böcüğü bana , Nazlı kız babaya düştü.Nazlının bu hafta satranç turnuvası vardı.İkinci kez katıldığı turnuvada İl bazında 10.oldu.

Kendisi çok memnun değil ama biz çok gururlandık.Satrançı kendi çabası ve babasıyla oynayarak öğrendi .Yıllardır kurslarda olan arkadaşlarından daha başarılı olması açıkçası biz çok mutlu etti.


15 Nisan 2009 Çarşamba

*DENİZDE DAMLA*



Bugün biz çok mutluyuz .Niyemi?

Kendi çapımızda elimizden geldiği kadarı ile denizde damla olmak istedik.




23 Nisan'da bir çocuğun gülümsemesine saklanmak istiyorsanız...


İşte adresler:

HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI

Psk.Dr. A. Şebnem Soysal

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Çocuk Nöorloji Bilim Dalı 10. Kat
Beşevler- ANKARA 0312 202 60 02


HER ÇOCUĞUN BİR MASALI OLMALI KİTAP KAMPANYASI
Yeşilovacık Belediyesi
Yeşilovacık-MERSİN



14 Nisan 2009 Salı

*BAHAR ÇARPMASI*



Hafta sonu hava mis gibiydi cumartesi öğleden sonra kendimizi tabiat ananın kollarına bıraktık.Yedik içtik yattık yuvarlandık cücüklerimle birlikte baharın tadını çıkarttık.




















Ama Pazartesi itibariyle kolumu kanadımı kaldıracak halim yook.Sabah sürünerek kalktım bütün rutinler yerine getirildi.İşyerine geldim ama kafamı tartamıyom baktım olacak gibi değil kendimi eve attım.Süheyla hanım ve kızlara beni yok sayın deyip yatağa girdim.Gözümü açtığımda saat akşamın altısı olmuştu.İki prensesimde etrafımda bir elimi tutuyor biri başımı tutuyor.Sofrayı bile hazırlamışlar ben yatarken .Bugün biraz daha toparlanmış gibiyim ama haberlere baktıkça gözümü hiç açmak istemiyorum.
Not:"AŞK"bu ara okuyacak bir kitap arıyorsanız eğer şiddetle tavsiye edilir.

10 Nisan 2009 Cuma

*KRİZ BİTTİ AŞK VAR*


Eyy Aşk sen nelere kadirsin.Yanlış anlaşılmasın bu aşk başka aşk.Hani ben bir önceki postta perde olayından bahsetmişdim ya enson dedikleri gün ve saatte yine bunlar yok piyasada arayan soranda yok.Ben gayet sakin bir sonraki günün öğleden sonrasına kadar bekledim.şimdi siz yuh artık dahada bekledinmi demeyin (ki dediğinizi biliyorum) bende bir sabır bir dinginlik sormayın ben bile şaşıyom kendime hani sabırlıyım ama bu biraz aştımı ne diye de düşünmüyo değilim hani.Neyse dün öğleden sonra gittim "abla kargoda sorun çıktı tül hazır ama mekanizma bekliyoz ne yapalım bizede firma böyle diyo falan filan kem küm ıvır zıvır........."
Ben gayet sakin firma böyle çalışıyorsa lütfen bu firmayla çalışmayın ozaman.Bakın insanları mağdur edip parasıyla rezil ediyorsunuz.Bugün yarın diyip insanları zor durumda bırakmayın bir gün sonra olacaksa siz yinede iki gün sonra deyin.Obsiyonlu konuşun inandırıcılığınızı yitirmeyin dedim.Hemen akşam gelin taktığınız perde ve zımbırtıları alın ben istemiyorum.Ha siz almazsanız akşam söker ben getiririm dedim.onlarda "Tamam abla çok haklısınız" dediler.Ben işyerine döndüm ama gayet sakinim Taç Linenin sitesine girdim durumu özetleyen bir mail attım onlara şikayetimi bildirdim.Bir iki saat sonra bunlar beni aradı "abla tülde mekanizmada hazır takalımmı yoksa çıkarıp alalımmı" Bir an düşündüm ee hadi takın bakalım dedim.Akşam eve gittim İpek böcüğü mutluluktan uçuyor "anneeee gözlerini kapat sakın açma sana bir süprizim var" elimden tutup odasına gittik "tata tataammmm baak perdem geldiiii"

Şimdi Aşk bunun neresinde diyorsun değil mi? efendim ben iki gündür Elif Şafak'ın AŞK romanını okumaktayım.Ve anladımki sabrımın sukunetimin nedeni bu kitapmış.Kitapta Mevlana ve Şems'in ilahi aşkı üzerinden Ella ve Aziz'in dünyevi aşklarına uzanan çok akıcı etkili ve insanın ruhunu dinginleştiren bir anlatım var.İşte GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİN SUFİ MEŞREPLİLERİN KIRK KURALINDAN bazıları :

Altıncı Kural: Şu dünyadaki çatışma,önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma.Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir.Aşk dilsiz olur.

Yedinci Kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak,sadece kendi sesinin yankısını duyarak,Hakikat'i keşfedemezsin.Kendini ancak başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin"

Dokuzuncu Kural: sabretmek öylece durup beklemek değil,ileri görüşlü olmak demektir.Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer,hazmeder.Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

Hadi ben kitabıma geri döneyim artık.Hepinize AŞK dolu İyi hafta sonları

8 Nisan 2009 Çarşamba

*PERDE KRİZİ*






Neden bu ülkede işler bir seferde hallolmaz arkadaş.Yani illa ki bir aksilik çıkmak zorunda değilmi.Yada bu durumlar hep bizemi denk gelir ben çözemedim.Ben şimdi bizim ipek böcüğünün odasında biraz tadilat yapayım demiştim (bilen bilir daha önce yazmıştım).Boya badana kısmını sorunsuz hallettik.renkler süper oldu.Geldik perde işine hep ablasının eskilerini kakalıyoz ya biz buna hadi bu sefer yeni sıfır bir perde diktirelim dedik.Birkaç yere baktım sonra baktım Taç Linen de kampanya var bide tanınan bir marka sorun çıkmaz diye düşündüm.Tülü modeli beğendik ölçü falan alındı bir hafta sonra tülünüz hazır olur dediler.Bir hafta geçti arayan soran yok.Ben bir uğrayayım dedim şunlara "eee şey efendim çok yoğunduk kampanya falan kem küm ... iki gün sonra sizdeyiz" Neyse dedim tamam yapacak birşey yok nasıl olsa parasını verdik birkere iki gün sonra geldi bunlar odada iki camımız var biri eğimli biri balkon kapısıyla birlikte.Kapılı olan takıldı güzel de oldu sorun yok gelgelelim diğer camın ölçüsü yanlış alınmış uymadı haydiiiii arkadaş siz bu işi ilkdefamı yapıyonuz nasıl yanlış alınır yahu "eee şey bazen böyle şeyler oluyor abla merak etme hemen hallederiz" Hayır şimdi merak etsem ne olur etmesem ne olur elinize düştük birkere camın birinde perde var birinde yok.Bunada tamam dedim ama lütfen uzamasın "yok abla hemen hallederiz"bu konuşmadan sonra tekrar ölçü alındı ve yaklaşık bir 10 gün daha geçti.Bu arada minik hergün "anneeee perdem ne zaman gelecekkkk"Sevgili eşim birazda dalga geçerek "aşkım ne oldu senin perdecilere görüyosun ben boya işini birgünde hallettirdim" dedikçe bana afakanlar basmaya başladı en son dün gittim kapıdan girer girmez "yarın öğlen sizdeyiz abla" dediler.Bugün itibariyle şu saate kadar henüz gelen giden olmamış söyleyin şimdi ben ne yapayım...



3 Nisan 2009 Cuma

*GÜNEŞİ GÖRDÜM*


Film gösterime girdiği günden beri bir türlü denk getirip izleyememiştik.Birkaç başarısız organizasyondan sonra dün iki can dostumla birlikte muradımıza erdik.Üçümüzde sulu gözlü olduğumuzdan gözler şiş ağız burun birbirine karışmış şekilde çıktık sinema salonundan.
Gelelim film hakkındaki düşüncelerimize:Yani üçümüzün düşüncelerine
Mahsun Kırmızıgül "Güneşi Gördüm" de zorunlu göçle yerinden yurdundan edilen bir ailenin dramatik öyküsünü anlatmış. Hepimizi,çaresizliği,yokluğu,yoksulluğu,kardeş kavgasını.Ülkemizin yadsınamaz gerçeği kanayan yarası terörü Mahsun'ca anlatmaya çalışmış.Önemli olan o coğrafyada yıllarca tabu olan bazı gerçekleri sinema perdesinde dillendirmektir.Taşın altına elini koymaktır.Eleştirmek isterseniz mutlaka birşeyler bulursunuz ama filme gidip destek vereceğizki daha iyileri yapılabilsin.
Film de Ali Sürmeli Cahit Sıtkı Tarancı nın Memleket isterim şiirini o kadar güzel okuyorki ve bence şiir zaten herşeyi anlatıyor.
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.